Karar Arabuluculuk Merkezi ×
© 2021 Karar Arabuluculuk Merkezi
Alt Başlıklar

Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildikleri her özel hukuk uyuşmazlığı için arabuluculuğa gitmek mümkündür. Yani, tarafların sulh olabildikleri özel hukuk uyuşmazlıkları arabuluculuğa elverişlidir. Hatta, arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar, yabancılık unsuru da taşıyabilir. Bununla beraber, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir (HUAK. m. 1/II).

Arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar, özel hukukun neredeyse tamamında karşımıza çıkar.

Bunlar içinde en önemlilerinden biri ticari uyuşmazlıklardır. Çek ve bonodan, rekabet yasağından, fikrî mülkiyetten, komisyon sözleşmesinden, yayım sözleşmesinden, rehin karşılığı ödünçten kaynaklanan ve banka ve finans kurumları ile yaşanan uyuşmazlıklar ticari olup arabuluculuğa elverişlidir. Bu uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulması, hem ekonomiktir hem de ticari ilişkilerin korunmasını ve gizliliği sağlar. 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir. Bu maddeye göre Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılan ticari davalar ile diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı haline gelmiştir.

Aynı şekilde, işçi-işveren uyuşmazlıklarında da arabuluculuk mümkündür. Mesela, iş ve çalışma ilişkisinden veya iş akdinin feshinden kaynaklanan işe iade istemleri, ücret alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı ile ihbar ve kıdem tazminatı alacakları bu kapsamdadır. İş uyuşmazlıklarında arabuluculuk sayesinde, iş ilişkisi korunabilir veya kısa sürede az maliyetle bir çözüme ulaşılabilir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3. maddesine göre bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Tüketici uyuşmazlıkları da arabuluculuğun konusudur. Dolayısıyla, kredi kartı, tüketici kredileri, bankacılık sözleşmeleri, ayıplı mal ve ayıplı hizmet, peşin ve taksitle satım, sigorta, ulaşım, kargo sözleşmeleri, abonelik, özel eğitim ve özel kurs, devre tatil, devre mülk, paket tur ve özel hastane işlemlerinden doğan pek çok uyuşmazlık arabuluculuğa elverişlidir. Bu alanlarda varılacak dostane çözümler, arabuluculuğun sağladığı diğer avantajlarla birlikte mal veya hizmet sağlayıcısının ticari itibarının korunmasına da yardımcı olur.

Arabuluculuğa elverişli alanlarla sadece bunlarla sınırlı değildir. Mesela, kira uyuşmazlıkları da arabuluculuk sayesinde çözüme kavuşturulabilir. En sık karşılaşılan kira uyuşmazlıkları, kira bedelinin ödenmemesi, kira bedelini tespit ve tahliyedir.

Yine, ortaklığın giderilmesine yönelik uyuşmazlıklarda da arabuluculuk önemli bir işleve sahiptir. El birliği ile sahip olunan mallardaki ortaklığın giderilmesinde, tarafların çok sayıda olması veya iletişim eksikliği nedeniyle genellikle anlaşma sağlanamaz. Oysa, arabuluculuk yöntemi, bu uyuşmazlıkların tarafların isteklerine uygun bir şekilde çözümünde katkı sağlar.

Aile hukukuna ait arabuluculuğa elverişli alanlar arasında ise, nişanın bozulması sonucunda hediyelerin iadesi ve maddi tazminat istemleri, evliliğin devamı boyunca malların yönetimi, evliliğin devamı boyunca mallar üzerinde tasarruf, evliliğin sona ermesi hâlinde mal paylaşımı, evliliğin sona ermesi hâlinde tazminat ve nafaka yer alır.

İnviva Medya